Merhabalar arkadaşlar!
Eğer sen de benim gibi uzun yıllardır yazılım geliştiriyor, dokümantasyon okuyor, yabancı kaynakları takip ediyor, ama hâlâ bazı İngilizce teknik terimlerde “bu neydi ya?” diye duraklıyorsan... seni çok iyi anlıyorum. Hem kendime not olsun diye hem sana yardımcı olsun diye burada bir ingilizce teknik terimler tablosu paylaşıyorum.
Neden İngilizce Teknik Terimleri Bilmek Zorundayız?
Yazılım sektörü evrensel bir dil konuşuyor: İngilizce.
İster front-end geliştirici ol, ister back-end, ister veri analisti… Kullandığın terimler, yazdığın log’lar, hata mesajların, okuduğun dökümantasyonlar hep İngilizce. Dolayısıyla bazı kelimeler günlük dilde geçmese bile teknik anlamlarıyla çok önemli bir yer tutuyor.
Örnek mi?
- Deploy – “yayınlamak”, ama yazılımcı dünyasında canlıya almak.
- Rollback – “geri almak”, ama neyi? Üretime aldığın hatalı sürümü.
- Merge – Git’te iki dalı birleştirmek. Kod aşkına!
Bu Terimleri Nasıl Öğreneceğiz?
Ben bu konuda yeni bir yöntem denedim: Aşağıdaki tablo ile 100'den fazla yazılım terimini içeren özel bir flashcard (kartlı tekrar) seti hazırladım.
Her kartta şu bilgiler var:
- İngilizce terim
- Türkçe karşılığı
- İngilizce örnek cümle
- Cümlenin Türkçe çevirisi
Hedef: Her gün 10 kart çalış, 2 haftada 100+ teknik terimi cebine koy.
Örnek Kartlar
Bu şekilde çalışınca sadece anlamı değil, kullanım yerini de öğrenmiş oluyorsun. Yani "kulağa yerleşiyor" resmen.
Hangi Konularda Kelimeler Var?
Setin içinde şu temalara ait terimler var:
- Git ve versiyon kontrolü (branch, merge, pull request)
- DevOps kavramları (CI/CD, pipeline, deploy, rollback)
- API ve Backend (endpoint, token, authorization)
- Yazılım kalitesi (test, bug, exception, log)
- Performans ve sistem tasarımı (latency, cache, scalability)
- Veritabanı (schema, migration, query, index)
Aşağıda scrollable bölümde terimleri inceleyebilirsin!
deploy (yayınlamak)
EN: We will deploy the new version tonight.
TR: Yeni sürümü bu gece yayınlayacağız.
commit (işlemek (kodu))
EN: Don't forget to commit your changes.
TR: Değişikliklerini işlemeyi unutma.
repository (depo)
EN: The project is stored in a Git repository.
TR: Proje bir Git deposunda saklanıyor.
merge (birleştirmek)
EN: You need to merge the feature branch into main.
TR: Özellik dalını ana dal ile birleştirmen gerekiyor.
rollback (geri almak)
EN: We had to rollback the deployment due to a bug.
TR: Bir hata nedeniyle yayını geri almak zorunda kaldık.
branch (dal)
EN: Create a new branch for each feature.
TR: Her özellik için yeni bir dal oluştur.
pull request (çekme isteği)
EN: Submit a pull request for your changes.
TR: Değişikliklerin için bir çekme isteği gönder.
debug (hata ayıklamak)
EN: I spent hours trying to debug this issue.
TR: Bu sorunu hata ayıklamak için saatler harcadım.
build (derlemek)
EN: The build failed due to a missing file.
TR: Eksik bir dosya nedeniyle derleme başarısız oldu.
test (test etmek)
EN: Always test your code before pushing.
TR: Kodunu göndermeden önce her zaman test et.
feature (özellik)
EN: This feature will improve user experience.
TR: Bu özellik kullanıcı deneyimini geliştirecek.
bug (hata)
EN: We found a bug in the login screen.
TR: Giriş ekranında bir hata bulduk.
sprint (koşu (çevik))
EN: The team completed five tasks in the last sprint.
TR: Ekip son koşuda beş görevi tamamladı.
agile (çevik)
EN: Agile methodology focuses on iterative development.
TR: Çevik metodoloji yinelemeli geliştirmeye odaklanır.
scrum (scrum)
EN: Scrum meetings are held every morning.
TR: Scrum toplantıları her sabah yapılır.
kanban (kanban)
EN: We manage our tasks using a kanban board.
TR: Görevlerimizi kanban panosu ile yönetiyoruz.
CI/CD (Sürekli Entegrasyon / Teslimat)
EN: CI/CD automates testing and deployment.
TR: CI/CD test ve yayını otomatikleştirir.
pipeline (boru hattı)
EN: The pipeline runs unit tests and deploys the app.
TR: Boru hattı birim testleri çalıştırır ve uygulamayı yayına alır.
server (sunucu)
EN: The app is hosted on a remote server.
TR: Uygulama uzak bir sunucuda barındırılıyor.
frontend (ön yüz)
EN: The frontend is built with React.
TR: Ön yüz React ile geliştirildi.
backend (arka yüz)
EN: The backend handles authentication and data storage.
TR: Arka yüz kimlik doğrulama ve veri saklama işlemlerini yapar.
API (Uygulama Programlama Arayüzü)
EN: We use a REST API to fetch the data.
TR: Veriyi almak için bir REST API kullanıyoruz.
endpoint (uç nokta)
EN: The login endpoint returns a token.
TR: Giriş uç noktası bir jeton döndürür.
authentication (kimlik doğrulama)
EN: Authentication is required for secure access.
TR: Güvenli erişim için kimlik doğrulama gereklidir.
authorization (yetkilendirme)
EN: Authorization checks user permissions.
TR: Yetkilendirme kullanıcı izinlerini kontrol eder.
token (jeton)
EN: Access token expires in 15 minutes.
TR: Erişim jetonu 15 dakikada sona erer.
session (oturum)
EN: User sessions expire after inactivity.
TR: Kullanıcı oturumları hareketsizlikten sonra sona erer.
cookie (çerez)
EN: Cookies store small pieces of user data.
TR: Çerezler küçük kullanıcı verilerini saklar.
database (veritabanı)
EN: Data is stored in a PostgreSQL database.
TR: Veriler PostgreSQL veritabanında saklanıyor.
query (sorgu)
EN: This SQL query retrieves all users.
TR: Bu SQL sorgusu tüm kullanıcıları getirir.
index (indeks)
EN: Add an index to speed up queries.
TR: Sorguları hızlandırmak için bir indeks ekleyin.
schema (şema)
EN: The database schema defines tables and columns.
TR: Veritabanı şeması tabloları ve sütunları tanımlar.
migration (göç)
EN: Database migrations ensure version control.
TR: Veritabanı göçleri sürüm kontrolünü sağlar.
ORM (Nesne-İlişkisel Eşleme)
EN: ORM helps map classes to database tables.
TR: ORM sınıfları veritabanı tablolarına eşlemeye yardımcı olur.
thread (iş parçacığı)
EN: Threads run concurrently in a multi-threaded app.
TR: İş parçacıkları çok iş parçacıklı bir uygulamada eşzamanlı çalışır.
process (süreç)
EN: Each process is isolated from the others.
TR: Her süreç diğerlerinden izole edilir.
exception (istisna)
EN: The code throws an exception on error.
TR: Kod hata durumunda bir istisna fırlatır.
log (kayıt)
EN: Check the logs for error details.
TR: Hata detayları için kayıtlara bakın.
stack trace (yığın izi)
EN: The stack trace shows where the error occurred.
TR: Yığın izi hatanın nerede olduğunu gösterir.
timeout (zaman aşımı)
EN: The request failed due to a timeout.
TR: İstek zaman aşımı nedeniyle başarısız oldu.
latency (gecikme)
EN: High latency affects user experience.
TR: Yüksek gecikme kullanıcı deneyimini etkiler.
cache (önbellek)
EN: We cache data to improve performance.
TR: Performansı artırmak için verileri önbelleğe alıyoruz.
load balancer (yük dengeleyici)
EN: The load balancer distributes traffic.
TR: Yük dengeleyici trafiği dağıtır.
container (kapsayıcı)
EN: The app runs inside a Docker container.
TR: Uygulama Docker kapsayıcısı içinde çalışır.
virtual machine (sanal makine)
EN: We deploy to virtual machines in the cloud.
TR: Bulutta sanal makinelere dağıtım yapıyoruz.
cloud (bulut)
EN: The app is hosted on the cloud.
TR: Uygulama bulutta barındırılıyor.
scalability (ölçeklenebilirlik)
EN: The system needs better scalability.
TR: Sistem daha iyi ölçeklenebilirliğe ihtiyaç duyuyor.
availability (kullanılabilirlik)
EN: We aim for 99.9% availability.
TR: Hedefimiz %99,9 kullanılabilirlik.
uptime (çalışma süresi)
EN: The server uptime is 100% this month.
TR: Bu ay sunucunun çalışma süresi %100.
deployment (dağıtım)
EN: We automated the deployment process.
TR: Dağıtım sürecini otomatikleştirdik.
refactor (yeniden düzenlemek)
EN: We need to refactor this messy code.
TR: Bu dağınık kodu yeniden düzenlememiz gerekiyor.
hotfix (acil düzeltme)
EN: A hotfix was applied to solve the production issue.
TR: Üretim sorununu çözmek için acil bir düzeltme uygulandı.
legacy code (eski kod)
EN: This legacy code is hard to maintain.
TR: Bu eski kodun bakımı zor.
dependency (bağımlılık)
EN: The package has a critical dependency.
TR: Paketin kritik bir bağımlılığı var.
framework (çatı (framework))
EN: Spring is a popular Java framework.
TR: Spring, popüler bir Java çatısıdır.
library (kütüphane)
EN: We use an open-source library for charts.
TR: Grafikler için açık kaynaklı bir kütüphane kullanıyoruz.
module (modül)
EN: Each feature is built as a separate module.
TR: Her özellik ayrı bir modül olarak geliştirilmiştir.
syntax (söz dizimi)
EN: Python has a simple syntax.
TR: Python’un söz dizimi basittir.
semantic (anlamsal)
EN: Semantic versioning helps track changes.
TR: Anlamsal versiyonlama değişiklikleri takip etmeye yardımcı olur.
linter (kod denetleyici)
EN: Use a linter to catch style issues early.
TR: Stil hatalarını erken yakalamak için bir kod denetleyici kullan.
code review (kod incelemesi)
EN: All changes must go through code review.
TR: Tüm değişiklikler kod incelemesinden geçmelidir.
integration (entegrasyon)
EN: We completed the integration with the payment API.
TR: Ödeme API'si ile entegrasyonu tamamladık.
unit test (birim testi)
EN: Unit tests validate individual components.
TR: Birim testleri, bileşenleri doğrular.
mock (sahte nesne)
EN: We used a mock object for testing.
TR: Test için sahte bir nesne kullandık.
staging (ön üretim)
EN: Deploy to the staging environment before production.
TR: Üretim öncesi ön üretim ortamına dağıt.
production (üretim)
EN: The app is running in production now.
TR: Uygulama şu anda üretimde çalışıyor.
sandbox (deneme ortamı)
EN: The sandbox lets you test safely.
TR: Deneme ortamı güvenli test yapmanı sağlar.
middleware (ara katman yazılımı)
EN: Middleware connects frontend and backend.
TR: Ara katman yazılımı ön yüz ile arka yüzü bağlar.
CLI (komut satırı arayüzü)
EN: You can use the CLI to generate files.
TR: Dosya oluşturmak için komut satırı arayüzünü kullanabilirsin.
IDE (entegre geliştirme ortamı)
EN: IntelliJ is my favorite IDE.
TR: IntelliJ benim favori geliştirme ortamım.
version control (sürüm kontrolü)
EN: Version control helps track changes in code.
TR: Sürüm kontrolü kod değişikliklerini takip etmeyi sağlar.
merge conflict (birleştirme çakışması)
EN: Resolve merge conflicts before pushing.
TR: Birleştirme çakışmalarını göndermeden önce çöz.
annotation (açıklama etiketi)
EN: This annotation marks the method as deprecated.
TR: Bu açıklama etiketi yöntemi kullanımdan kalkmış olarak işaretler.
singleton (tekil (singleton) desen)
EN: The logger is implemented as a singleton.
TR: Günlükleyici tekil desen olarak uygulanmıştır.
inheritance (kalıtım)
EN: Inheritance allows a class to extend another.
TR: Kalıtım bir sınıfın diğerini genişletmesini sağlar.
encapsulation (kapsülleme)
EN: Encapsulation hides internal state.
TR: Kapsülleme iç durumu gizler.
polymorphism (çok biçimlilik)
EN: Polymorphism enables flexibility in code.
TR: Çok biçimlilik koda esneklik kazandırır.
abstraction (soyutlama)
EN: Abstraction simplifies complex systems.
TR: Soyutlama karmaşık sistemleri basitleştirir.
interface (arayüz)
EN: The interface defines the contract for a class.
TR: Arayüz bir sınıf için sözleşme tanımlar.
constructor (kurucu metod)
EN: Use the constructor to initialize the object.
TR: Nesneyi başlatmak için kurucu metodu kullan.
destructor (yıkıcı metod)
EN: Destructor cleans up resources.
TR: Yıkıcı metod kaynakları temizler.
dependency injection (bağımlılık enjeksiyonu)
EN: Spring uses dependency injection heavily.
TR: Spring yoğun şekilde bağımlılık enjeksiyonu kullanır.
event listener (olay dinleyici)
EN: Add an event listener to the button.
TR: Butona bir olay dinleyici ekle.
callback (geri çağırma)
EN: This function executes a callback.
TR: Bu fonksiyon bir geri çağırma çalıştırır.
promise (söz)
EN: Promises simplify async code.
TR: Sözler eşzamansız kodu basitleştirir.
async (eşzamansız)
EN: Use async functions for I/O tasks.
TR: G/Ç görevleri için eşzamansız fonksiyonlar kullan.
await (beklemek)
EN: Await pauses the function until the promise resolves.
TR: Beklemek, söz çözülene kadar fonksiyonu duraklatır.
event loop (olay döngüsü)
EN: JavaScript runs on an event loop.
TR: JavaScript bir olay döngüsü üzerinde çalışır.
heap (yığın (heap))
EN: Objects are stored in the heap.
TR: Nesneler yığında saklanır.
stack (yığın (stack))
EN: Function calls are stored in the stack.
TR: Fonksiyon çağrıları yığında saklanır.
recursion (özyineleme)
EN: Recursion calls the same function within itself.
TR: Özyineleme aynı fonksiyonun kendi içinde çağrılmasıdır.
iteration (yineleme)
EN: Use a loop for iteration.
TR: Yineleme için döngü kullan.
loop (döngü)
EN: This loop runs 10 times.
TR: Bu döngü 10 kez çalışır.
array (dizi)
EN: Store values in an array.
TR: Değerleri bir dizide sakla.
object (nesne)
EN: JavaScript objects store key-value pairs.
TR: JavaScript nesneleri anahtar-değer çiftlerini saklar.
class (sınıf)
EN: Define a class with properties and methods.
TR: Özellik ve metotlarla bir sınıf tanımla.
method (metot)
EN: This method returns a value.
TR: Bu metot bir değer döndürür.
property (özellik)
EN: Access the object's properties.
TR: Nesnenin özelliklerine eriş.
scaffold (iskelet oluşturmak)
EN: Use CLI to scaffold a new project.
TR: Yeni bir proje iskeleti oluşturmak için CLI kullan.
schema validation (şema doğrulama)
EN: The input failed schema validation.
TR: Girdi şema doğrulamasından geçemedi.
data binding (veri bağlama)
EN: Angular uses two-way data binding.
TR: Angular çift yönlü veri bağlama kullanır.
state management (durum yönetimi)
EN: Redux is used for state management.
TR: Redux durum yönetimi için kullanılır.
hydration (nemlendirme (rehydration))
EN: Next.js performs hydration on the client.
TR: Next.js istemci tarafında nemlendirme yapar.
SSR (sunucu tarafı renderlama)
EN: SSR improves SEO performance.
TR: Sunucu tarafı renderlama SEO performansını artırır.
CSR (istemci tarafı renderlama)
EN: CSR loads the app dynamically in the browser.
TR: İstemci tarafı renderlama uygulamayı tarayıcıda dinamik yükler.
viewport (görünüm alanı)
EN: Set the viewport for responsive design.
TR: Duyarlı tasarım için görünüm alanını ayarla.
throttle (kısıtlama)
EN: Throttle the scroll event for performance.
TR: Kaydırma olayını performans için kısıtla.
debounce (gecikmeli tetikleme)
EN: Debounce input events to reduce API calls.
TR: API çağrılarını azaltmak için giriş olaylarını geciktir.
bundle (paket)
EN: Webpack creates a bundle for deployment.
TR: Webpack dağıtım için bir paket oluşturur.
minify (küçültmek)
EN: Minify CSS and JS files for faster load time.
TR: CSS ve JS dosyalarını daha hızlı yükleme için küçült.
transpile (çevirmek (transpile))
EN: TypeScript is transpiled to JavaScript.
TR: TypeScript JavaScript'e çevrilir.
hoisting (yukarı çekme)
EN: JavaScript hoists variable declarations.
TR: JavaScript değişken tanımlarını yukarı çeker.
closure (kapanış (closure))
EN: A closure gives access to an outer function’s scope.
TR: Kapanış, dış fonksiyonun kapsamına erişim sağlar.
shadow DOM (gölge DOM)
EN: Web components use shadow DOM for encapsulation.
TR: Web bileşenleri kapsülleme için gölge DOM kullanır.
service worker (servis çalışanı)
EN: A service worker enables offline functionality.
TR: Bir servis çalışanı çevrimdışı işlevselliği sağlar.
manifest (manifesto dosyası)
EN: The manifest defines the app’s metadata.
TR: Manifesto uygulamanın meta verilerini tanımlar.
PWA (ileri web uygulaması)
EN: A PWA works offline and looks like a native app.
TR: İleri web uygulaması çevrimdışı çalışır ve yerel uygulama gibi görünür.
webhook (web kancası)
EN: Webhooks send real-time data between systems.
TR: Web kancaları sistemler arasında gerçek zamanlı veri gönderir.
rate limiting (oran sınırlama)
EN: Rate limiting protects APIs from abuse.
TR: Oran sınırlama API'leri kötüye kullanıma karşı korur.
hashing (karma oluşturma)
EN: Passwords should be stored using hashing.
TR: Parolalar karma ile saklanmalıdır.
encryption (şifreleme)
EN: Data is secured using encryption.
TR: Veriler şifreleme ile güvence altına alınır.
compression (sıkıştırma)
EN: Enable gzip compression for faster transfers.
TR: Daha hızlı veri transferi için gzip sıkıştırmasını etkinleştir.
TTL (yaşam süresi)
EN: Set TTL for cache expiration.
TR: Önbellek süresi için TTL belirleyin.
Son Söz
İngilizce terim öğrenmek sıkıcı olmak zorunda değil. Özellikle hayatımızda bu kadar yoğun yer edinen teknik kelimeleri, pratik örneklerle ve hafif oyunlaştırmayla öğrenmek çok daha kalıcı oluyor.
Ben bu seti hazırlarken hem eğlendim hem de unuttuğum bazı kelimeleri tekrar öğrenme fırsatı buldum.
Sen de geliştirici olarak İngilizce’ni geliştirmek istiyorsan, bu set tam sana göre.
Sen de kendi setini oluştur!
Sen de kendi kelime listeni oluşturabilir, sınıfınla veya takımınla paylaşabilirsin. Buraya da yorum olarak eklersen zengin bir kütüphane oluşturabiliriz birlikte.
Ekibi toplayıp “sprint” ne demek, “refactor” ne demek bir bakın derim.
Soruların olursa her zaman yazabilirsin.
Kolay gelsin!
0 Yorumlar